Sayfalar

4 Nisan 2010 Pazar

Meyhazer






wikipedia da köyle ilgili yazılanları burda toparladım (hem kayıt maksadıyla hem de ilerde düzenlemek niyetiyle)



köyün eski adı meyhazerdir.Yani içkiden nefret etmek gidi. Türklerin köye yerleşmesi 300 yıl öncesine dayanmaktadır.





OSMANLI SALNAMELERİNDE YENİYOL KÖYÜ

1870 Trabzon salnamelerine göre Yeniyol Köyü Kovans ( Kale ) nahiyesine bağlı "Meyhazer Karyesi" olarak geçmektedir. Salnamelere göre Meyhazer Karyesi (köyü) 9 hane ve 26 nüfusa sahip küçük bir köydü. Salnamelere göre köydeki hayvan sayısı ise şöyleydi: 4 merkep, 10 öküz, 7 inek, 30 at, 100 keçi, 50 koyun bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca salnamelerde Meyhazer karyesinde 2088 aşar ve 638 vergi ödendiği belirtilmektedir.



AKKOYUNLULARDAN KARAMANOĞULLARINA YENİYOL KÖYÜ

Karamanoğullarından Ali Beyin oğlu olan Mehmet Sani Bey, Konya'da 804 - 824 tarihleri arasında 24 yıl beylik yapmıştır. Mehmet Sani Beyin torunu Pir Ahmet Bey, 12 yıllık beyliği sırasında hem Kardeşi İshak Beyle, beylik yüzünden , hem de Osmanlılarla savaşmış, bir çok olaylardan sonra iki kardeş ard arda Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'a sığınmak gerektiğini duymuşlardır. Akkoyunlular da yaptıkları hizmetlerden dolayı kendilerine Gümüşhane'nin Yeniyol ( Meyhazer ) , Pirahmet , Tekke , Kızılköy ( Çamlıca ) ve şimdiki Özcan mahallesinde "yurt" verilmiştir. Pirahmet köyündeki türbe, Karamanoğlu Mehmet Sani Beyin torunu Pir Ahmet Beye aittir.
Bu arada Pirahmet Beyin kardeşi İshak Beyin oğullarından büyüğü "Hamza Ali" Kızılköy'de kendi adını alan (Hamzali) mahallesinde , ikinci kardeş Pir Ali aynı köyde kendi adı verilen "Pirli" mahallesinde küçükleri olan Kurtali de Özcan mahallesinde, halkın (Kürdali ya da Kurdaloğlu) dediği yerde yerleşmiş oldukları söylenmektedir.


YENİYOL KÖYÜ TARİHİ HAKKINDA BİR MENKIBE

Köye ilk yerleşim tahmini olarak XVII.yy'da olmuştur. Köye hazar denizi (Kafkasya) civarından gelen iki aile yerleşmiştir.Bunlardan biri peğlerin ardına,diğeri ise Komlara evini yapmıştır.anlatılan hikayeye göre, peğlerin ardındaki ailenin iki oğlu varmış, babaları civar köylerden birine değirmene gidince bunlar anneleriyle beraber evde kalmışlar.
Buradan geçen bir adam evi görünce gelmiş ev sahibi de bu adamı tanrı misafiri kabul ederek karnını doyurmuş fakat adamın niyeti pek iyi değilmiş. Evdeki hanıma kötü niyetli düşünüyormuş.Bu durumu sezen evin hanımı kapıya çıkmış ve evin kapısını kilitlemiş fakat çocukları bu adamla birlikte içeride kalmış. Adam kapıyı açmasını yoksa çocukları keseceğini söylemiş. Kadın, hayır, açmam; deyince çocukları orada kesmiş ve çıkmak için evin eşiğinin altını kazmaya başlamış. Kadın ise elindeki baltayla eşiğin önünde bekliyormuş. Adam kazdığı yerden çıkmaya çalışırken kadın adamın kafasına baltayı vurarak öldürmüş. Ertesi gün, Komlar'daki komşuları peğlerin ardındaki komşularının evinden duman çıkmadığını görünce, "acaba ne oldu?" diye komşusunun evine gitmişler. Bakmışlar ki durum bundan ibaret... Akşam olunca kadının kocası gelmiş olayı ona da anlatmışlar. Adam bunun üzerine evini bugünkü Yukarıköy denilen yere taşımış. O zamanlar Yukarıköy çalılık bir yermiş fakat su olduğu için burada kalmışlar ve Yeniyol Köyü'nün temeli böyle meydana gelmiş.
ANLATAN : NAZİM ASLAN

(Yukarıda menkıbe olarak anlatılan olay özü itibariyle uzun yıllardır anlatılagelen bir olaydır. Ancak detaylarda yanlışlıklar mevcuttur. Ev sayısı 2 değil 3 tür. Biri kilise gıranında, diğeri simdi eski köy olarak bilinen peğlerin ardında bir diğeri ise yolunbaşına giden yol ile paharbaşı ndan gelen derenin kesiştiği yerdedir-bu yerdeki kalıntının taşları 15 yıl kadar öncesine kadar ordaydı. Olay da büyük olasılıkla bu evde gerçekleşmiştir-anayol en yakın olanı-. Ayrıca evin reisi değirmene değil belli olmayan başka bir yere gitmiştir.-çok daha uzun sürecek bir yolculuğa çıkmıştır. Burada değirmen mantıklı değil. Nedeni:O devirlerde civarda bilinen iki değirmen mevcuttur. Bunlar rumların işlettiği Tohumoğlundaki değirmen ve Muharembeydeki değirmen- Ayrıca toplam 3 erkek çocuk kesilmiştir. vs vs. Bu ve buna benzer yanlışlıklar mevcuttur bu menkıbede. Ancak ilk başta da yazdığım gibi menkıbe özü itibariyle doğru ve anlatılagelen bir tarihi gerçektir. Ahmet Arslan 09.11.2007)
..........................................................................................

(Ev sayısı okadar önemli değil bence ama olay itibari ile 2 olay anlatılmaktadır
1.si türkmenistan tarafından (hazar denizi) geldiğimiz.
ve 2 kardeş yada amca oğlu olan atalarımızdan oraya geldiğimiz.
2.si ise o evde geçen olayların olduğu ve yukarı köye taşınan 2 kişi olduğu ve birbirlerini sağ olup olmadıklarını bacadan çıkan dumanlardan anlayarak yaşayan atalarımızdan geldiğimiz.
yani işin açıkça olanı bizim nereden geldiğimiz tam ve açık şekilde belli değil. / 13-11-2007 Hüseyin ÖZLÜ Salih Gillerden İlhan Oğlu Hüseyin)

............................................................................................

(Ev sayısı tabii ki önemli. Hem de cok önemli. Eğer tarihsel bir bilgiye ulaşmaya çalışacaksak önemli. Yanlışlıkları, uydurmaları ve tahmileri doğrulardan ayırmak için önemli. Şöyle ki: Bir olay 4-5 farklı şekilde anlatılmış. Bu farklı anlatılan olayın gerçeğine ulaşmak için yanlışların düzeltilmesi için önemli. "Benim duyduğum en doğrusu" şeklinde davranmak da yanlış olur. Her neyse...

Buraya bu maddeyi açan arkadaş çok iyi yapmış. Ismini ve yazdığı tarihi de yazsa daha iyi olacak. Tarihsel bir gerçeği yazdıktan sonra bir menkıbeyi anlatmış. Adı üzerinde menkıbe demiş. Yani kesin doğruluğu hakkında şüphe duyulan olay. Ardından bu menkıbeyi anlatanın ismini yazmış. Bu da çok güzel. Ardından ben bu maddeye bir katkım olması amacıyla bildiklerimi, dinlediklerimi yazdım. Tarih ve ismimi ekledim. Benim eksiğim ise menkıbeyi kimden dinlediğimi yazmamak oldu. O menkıbeyi dinlediklerim: (1) Babam Emekli Öğretmen Fikri Arslan (2) dedem Bayram Arslan ve (3) Babannem Beyhuşer Arslan.....

Şimdi köy hakkında yanlış bilinen ve her geçen gün bu yanlışta devam edilenleri yazmak istiyorum:
(1) Köyün adının anlamı: Meyhazer. Bunun hakkında "içkiden nefret edilen yer" anlamı uydurulmuş. Bu bir tahmin sadece. Babam da böyle olduğunu tahmin ettiğini belirtmişdi. Ama kesin nedir bilemem demişti. Peki "içkiden nefret edilen yer" nerden çıkmış. Onu da şöyle izah edeyim: Mey içki demek Farsçada. Meyhane ordan geliyor. Mey-hazer içki ve hazer demek. O da olsa olsa "içkiden nefret edilen yer" anlamı çıkar demişler galiba. insanımız çoğunlukla muhafazakar olduğu için böyle bir anlama herkes sahip çıkmış. Bence tamemen uydurma bir anlam. Orta Andaoluya özgü HAZAR kelimesinin anlamı "farz edelim/farz et ki" dir. Dolayısıyla Meyhazer iddia edilenin tam tersine bir anlamı olabilir bu mantıkla. Bölgedeki bütün isimler ne Farça ne Arapça ne de Türkçe. Sadece Tekke ve Pirahmet isimleri Türkçe. Çoğunlukça Rumca, eski Rumca ve Pontus Rumcası isimler köy isimleri. Bırakın köy isimlerini yer isimleri bile Rumca. Fegon, çolçol ve golot gibi yerlerin Pontus Rumcasında karşılıkları mevcut....

Peki bence Meyhazer ne demek. Bu konuda çok araştırma yaptım. Kesin bir sonuca ulaşamadım. Bizim bölgeden göçen Rumlara ulaştım onlara sorudum. Eski Rumca uzmanlarına sordum. hatta hatta Tohumoğlunda yaşayan rumların soyundan gelenlere ulaştım onlara sordum. Meyhazer, mehazer ya da mexazer şeklinde bir şey var mı sizin dilinizde diye sordum. Neden böyle sordum çünkü meyhazer kelimesindeki h yi bizler hırıltılı telaffuz ediyoruz. bunu rumlar mexazer şeklinde yazıyor latin alfabesiyle. rumca yazılımı farklı tabii. Her neyse... Aldığım ve ulaştığım cevap şu "meyhazer (mahazer, meyxazer or maxazer) sounds line shops,stores ". Yani sıralı dükkanlar anlamı çıkıyor. Daha doğrusu pontus rumcasındaki "sıralı dükkanlar" kelimesinin teleffuzuna benziyor meyhazer. Bence bu olabilir. Ama yine de sadece olabilir diyorum. Kesin sonuca ulaşmak için çalışmalarıma devam edeceğim...

(2) Nerden geldiğimiz konusu. Hazar denizi civarı, Kafkaslar ve Konya Karaman... Bu üç iddia da uydurmadır. Öncelikle Hazar denizi civarından ve kafkaslardan geldik diyenlerin iddalarına en büyük dayanakları köyün ismidir: Meyhazer. Meyhazer kelimesinde hazer geçtiği için bunun Hazar Denizi ve Kafkaslar civarından geldiğimizin delili olarak düşünmüşlerdir. Aslında Hazar denizine Hazar denizi diyen tek millet biziz. Bu denizin asıl ismi "Şahdenizi" dir. Doğulu bütün milletler (biz hariç) bu denize "Şahdenizi" derler. Batılılar ise "Caspian Denizi" derler. Dolayısıyla köyün isminde "hazer" geçtiği için Hazar denizi civarından geldik demek çok gülünç bir iddiadır. Kafkasya civarından geldik denmesinin tek nedeni de aynısıdır. Hazar denizi kafkaslara çok yakın ya o yüzden o civar demişler. Gelelim üçüncü iddiaya. Konya Karamandan geldik diyenler. Aslında en mantıklı iddia budur. Bunun doğru olma ihtimali öncekilere göre çok daha güçlüdür. Gümüşhane hakkında bir çok araştırma yapan Adnan Güngör Üçüncüoğlu'nun belirtiğine göre Karamoğlu Mehmet Sani Beyin torunu Pir Ahmet Bey'e Meyhazer, Pirahmet , Tekke , Kızılköy ve Özcan mahallesinde yurt verilmiştir. Bu maddeye ilk yazan arkadaş bu konuda ayrıntılı bilgi vermişti. Bu doğru bir olaydır ancak bununla bizim köy arasında bağ kurmak bence yanlıştır. Nedenlerini ayrıntılı bir şekilde yazabilirim....

Kısaca köy hakkında kesin olarak bilinen tek şey Trabzon Salnamelerinde yer alan 1870 tarihli 9 hane 26 nüfus vs vs bilgileridir. Ayrıca Adnan Güngör Üçüncüoğlu'nun yazdığı Mehmet Sani ve Oğulları ile ilgili bilgilerdir. Bunun da köyümüzle direkt bir ilgisi bulunmamaktadır.

Bir açıklama: Köyümü ve tarihini çok seviyorum. Amacım kimseyi ve yazdıklarını basite almak değildir. Bütün bu yazdıklarım doğrulardan yanlışları ayıklamak içindir. Kesin olan şeylere kesin demek. Kesin olmaya şüpheli olan şeylere de şüpheli demek amacım.

Bir öneri: Menkıbeler ve olaylar çok önemli. Lütfen siz de bildiklerinizi ve dinlediklerinizi kaynak göstererek yazınız. Şimdilik buraya yazınız daha sonra uygun bir forumda bunları paylaşabiliriz. Mutlaka kim anlatmış. Kime anlatmış. Bunları da belirtin ki olayları irdeleme ve doğrulatma olanağımız olsun. Ve özellikle ailenizdeki yaşlılara tarihi şeyler sorun ve bunları kaydedin ve paylaşın. Yazılabilir. Videoya çekilebilir. Benim 2 ajanda dolusu bilgim var babama ve babanneme anlattırdığım. Zamanı gelince sizlerle paylaşacağım./ Ahmet Arslan, 19 Kasım 2007)

2 yorum:

  1. segili ahmet arslan bey, zamanı gelmedimi hala paylaşacaklarınızın.
    büyük bir merak ve heesle köyümüzün geçmişi, ve nereden geldiğimizi merak ediyoruz

    YanıtlaSil
  2. paylaşacaklarım dinlediklerimdir nerden geldiğimizle ilgili değil. Köyün ağızdan anlatılan tarihi ile ilgili şeyler.

    valla yeni ulaştığım tarihi-i bilgiler var. onları www.meyhazer.com a koydum. 1830 yılı nüfus kaydı.

    araştırmaya devam

    YanıtlaSil